Menüyü değiştir
Toggle preferences menu
Kişisel menüyü aç / kapat
Oturum açık değil
Your IP address will be publicly visible if you make any edits.

Endoplazmik Retikulum (ER): Revizyonlar arasındaki fark

TİKİPedi sitesinden
"<span id="endoplazmik-retikulum-hücre-içi-üretim-kalite-kontrol-ve-iletişim-ağlarının-incelenmesi"></span> = '''Endoplazmik Retikulum: Hücre İçi Üretim, Kalite Kontrol ve İletişim Ağlarının İncelenmesi''' = <span id="giriş"></span> == '''Giriş''' == Ökaryotik hücrelerin karmaşık ve dinamik iç dünyasında, pek çok hayati sürecin kesişim noktasında yer alan merkezi bir organel bulunmaktadır: Endoplazmik Retikulum (ER). Çeki..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
 
TikipediBot (mesaj | katkılar)
k Biyoloji kategorisi eklendi.
 
(Bir diğer kullanıcıdan bir ara revizyon gösterilmiyor)
23. satır: 23. satır:
==== '''A. Yapısal Organizasyon''' ====
==== '''A. Yapısal Organizasyon''' ====


Endoplazmik Retikulum, ökaryotik hücre sitoplazması içinde, çekirdek zarından başlayarak hücre zarına kadar uzanan, birbirine bağlı zarlardan oluşmuş bir ağ sistemidir. Bu yapı, tek ve kesintisiz bir lümene (iç boşluğa) sahip olup, hücrenin toplam zar yüzeyinin yarısından fazlasını ve toplam hacminin yaklaşık %10’unu oluşturabilir. İlk olarak 1945 yılında Keith R. Porter ve arkadaşları tarafından elektron mikroskobu ile gözlemlendiğinde, sitoplazmada görülen bu “dantel görünümlü ağsı yapı”, “plazma içi ağ” anlamına gelen Endoplazmik Retikulum olarak isimlendirilmiştir.2 Yapısal olarak iki temel morfolojik bileşenden meydana gelir: genellikle çekirdeğe daha yakın konumlanan yassı kesecikler olan
Endoplazmik Retikulum, ökaryotik hücre sitoplazması içinde, çekirdek zarından başlayarak hücre zarına kadar uzanan, birbirine bağlı zarlardan oluşmuş bir ağ sistemidir. Bu yapı, tek ve kesintisiz bir lümene (iç boşluğa) sahip olup, hücrenin toplam zar yüzeyinin yarısından fazlasını ve toplam hacminin yaklaşık %10’unu oluşturabilir. İlk olarak 1945 yılında Keith R. Porter ve arkadaşları tarafından elektron mikroskobu ile gözlemlendiğinde, sitoplazmada görülen bu “dantel görünümlü ağsı yapı”, “plazma içi ağ” anlamına gelen Endoplazmik Retikulum olarak isimlendirilmiştir.2 Yapısal olarak iki temel morfolojik bileşenden meydana gelir: genellikle çekirdeğe daha yakın konumlanan yassı kesecikler olan '''sisternalar''' ve sitoplazmanın periferine doğru uzanan dallanmış '''tübüller''' (borucuklar).3 Bu iki yapı, morfolojik farklılıklarına rağmen tek bir sürekli zar sistemi içinde birbirine bağlıdır. İşlevsel ve yapısal olarak ise ER, yüzeyinde ribozomların bulunup bulunmamasına göre iki ana bölüme ayrılır.
 
'''sisternalar''' ve sitoplazmanın periferine doğru uzanan dallanmış '''tübüller''' (borucuklar).3 Bu iki yapı, morfolojik farklılıklarına rağmen tek bir sürekli zar sistemi içinde birbirine bağlıdır. İşlevsel ve yapısal olarak ise ER, yüzeyinde ribozomların bulunup bulunmamasına göre iki ana bölüme ayrılır.


<span id="b.-granüllü-endoplazmik-retikulum-ger-protein-sentez-ve-işleme-merkezi"></span>
<span id="b.-granüllü-endoplazmik-retikulum-ger-protein-sentez-ve-işleme-merkezi"></span>
57. satır: 55. satır:
* '''Detoksifikasyon:''' Özellikle karaciğer hücrelerinde (hepatositler), DER, sitokrom P450 enzim ailesi gibi güçlü enzimler içerir. Bu enzimler, ilaçlar, pestisitler, metabolik atıklar ve diğer potansiyel olarak toksik yabancı maddeleri kimyasal olarak modifiye ederek onları suda daha çözünür ve vücuttan atılması daha kolay hale getirir. Bu süreç, organizmanın kimyasal tehditlere karşı korunmasında hayati bir rol oynar.6<br />
* '''Detoksifikasyon:''' Özellikle karaciğer hücrelerinde (hepatositler), DER, sitokrom P450 enzim ailesi gibi güçlü enzimler içerir. Bu enzimler, ilaçlar, pestisitler, metabolik atıklar ve diğer potansiyel olarak toksik yabancı maddeleri kimyasal olarak modifiye ederek onları suda daha çözünür ve vücuttan atılması daha kolay hale getirir. Bu süreç, organizmanın kimyasal tehditlere karşı korunmasında hayati bir rol oynar.6<br />


* '''Kalsiyum Depolama ve Salınımı:''' DER, hücre içi kalsiyum iyonlarının (Ca2+) ana depolama merkezidir. Hücre sitozolündeki Ca2+ konsantrasyonu çok düşük seviyelerde tutulurken, DER lümeninde çok daha yüksek konsantrasyonlarda depolanır. Hücre dışından veya içinden gelen sinyallerle, DER’deki özel kanallar açılır ve depolanan Ca2+ hızla sitozole salınır. Bu Ca2+ salınımı, kas kasılması, nöronlarda sinaps iletimi, gen ekspresyonunun düzenlenmesi ve hücre bölünmesi gibi sayısız hücresel süreç için bir tetikleyici sinyal görevi görür.1 Kas hücrelerinde bu işlev için özelleşmiş DER’e<br />
* '''Kalsiyum Depolama ve Salınımı:''' DER, hücre içi kalsiyum iyonlarının (Ca2+) ana depolama merkezidir. Hücre sitozolündeki Ca2+ konsantrasyonu çok düşük seviyelerde tutulurken, DER lümeninde çok daha yüksek konsantrasyonlarda depolanır. Hücre dışından veya içinden gelen sinyallerle, DER’deki özel kanallar açılır ve depolanan Ca2+ hızla sitozole salınır. Bu Ca2+ salınımı, kas kasılması, nöronlarda sinaps iletimi, gen ekspresyonunun düzenlenmesi ve hücre bölünmesi gibi sayısız hücresel süreç için bir tetikleyici sinyal görevi görür.1 Kas hücrelerinde bu işlev için özelleşmiş DER’e '''sarkoplazmik retikulum''' adı verilir.10 Bu depolama ve salınım işlevi, son derece dinamik ve hassas bir şekilde kontrol edilir.
'''sarkoplazmik retikulum''' adı verilir.10 Bu depolama ve salınım işlevi, son derece dinamik ve hassas bir şekilde kontrol edilir.
 
Aşağıdaki tablo, ER’nin iki ana bölümünün yapısal ve işlevsel özelliklerini karşılaştırmalı olarak özetlemektedir. Bu ayrım, ER’nin içindeki iş bölümünün ve organizasyonun temelini oluşturur.
Aşağıdaki tablo, ER’nin iki ana bölümünün yapısal ve işlevsel özelliklerini karşılaştırmalı olarak özetlemektedir. Bu ayrım, ER’nin içindeki iş bölümünün ve organizasyonun temelini oluşturur.


103. satır: 99. satır:
==== '''A. ER Stresi ve Katlanmamış Protein Yanıtı (UPR): Bir Adaptasyon ve Hayatta Kalma Sistemi''' ====
==== '''A. ER Stresi ve Katlanmamış Protein Yanıtı (UPR): Bir Adaptasyon ve Hayatta Kalma Sistemi''' ====


'''ER Stresinin Tanımı:''' Normal koşullarda, ER’ye giren proteinlerin katlanma ve işlenme kapasitesi ile lümene giren yeni protein miktarı arasında hassas bir denge mevcuttur. Ancak hipoksi (oksijen azlığı), besin (glukoz) yoksunluğu, hücre içi Ca2+ seviyelerindeki bozulmalar, viral enfeksiyonlar veya genetik mutasyonlar gibi çeşitli fizyolojik ve patolojik koşullar bu dengeyi bozabilir.7 Bu durumda, ER’nin protein katlama kapasitesi aşılır ve lümende katlanmamış veya hatalı katlanmış proteinler birikmeye başlar. Bu duruma
'''ER Stresinin Tanımı:''' Normal koşullarda, ER’ye giren proteinlerin katlanma ve işlenme kapasitesi ile lümene giren yeni protein miktarı arasında hassas bir denge mevcuttur. Ancak hipoksi (oksijen azlığı), besin (glukoz) yoksunluğu, hücre içi Ca2+ seviyelerindeki bozulmalar, viral enfeksiyonlar veya genetik mutasyonlar gibi çeşitli fizyolojik ve patolojik koşullar bu dengeyi bozabilir.7 Bu durumda, ER’nin protein katlama kapasitesi aşılır ve lümende katlanmamış veya hatalı katlanmış proteinler birikmeye başlar. Bu duruma '''“ER stresi”''' adı verilir.13
 
'''“ER stresi”''' adı verilir.13


'''Katlanmamış Protein Yanıtı (UPR):''' ER stresi, hücre için potansiyel olarak toksik ve tehlikeli bir durumdur. Bu tehdide karşı, hücrenin homeostazı yeniden tesis etmek ve hayatta kalmak için devreye soktuğu son derece karmaşık bir sinyal ağına '''Katlanmamış Protein Yanıtı (UPR)''' denir.2 UPR’nin temel hedefleri üç aşamalı bir stratejiye dayanır:
'''Katlanmamış Protein Yanıtı (UPR):''' ER stresi, hücre için potansiyel olarak toksik ve tehlikeli bir durumdur. Bu tehdide karşı, hücrenin homeostazı yeniden tesis etmek ve hayatta kalmak için devreye soktuğu son derece karmaşık bir sinyal ağına '''Katlanmamış Protein Yanıtı (UPR)''' denir.2 UPR’nin temel hedefleri üç aşamalı bir stratejiye dayanır:
119. satır: 113. satır:
* '''PERK Yolağı:''' BiP’ten ayrılan PERK molekülleri dimerize olur ve birbirini fosforile ederek aktive olur. Aktif PERK, sitozolde bulunan ökaryotik başlama faktörü 2α’yı (eIF2α) fosforile eder. Fosforile eIF2α, protein sentezinin genel başlama mekanizmasını inhibe eder. Bu, ER’ye yeni protein girişini hızla azaltarak sisteme toparlanması için zaman kazandıran bir “acil durum freni” görevi görür. Ancak bu genel durdurma sırasında, '''ATF4''' adlı bir transkripsiyon faktörünün mRNA’sı gibi bazı özel mRNA’ların translasyonu (sentezi) seçici olarak artırılır. ATF4, şaperonlar, amino asit metabolizması ve antioksidan yanıtla ilgili genlerin yanı sıra, şiddetli streste apoptozu tetikleyen CHOP proteininin de sentezini uyarır.15<br />
* '''PERK Yolağı:''' BiP’ten ayrılan PERK molekülleri dimerize olur ve birbirini fosforile ederek aktive olur. Aktif PERK, sitozolde bulunan ökaryotik başlama faktörü 2α’yı (eIF2α) fosforile eder. Fosforile eIF2α, protein sentezinin genel başlama mekanizmasını inhibe eder. Bu, ER’ye yeni protein girişini hızla azaltarak sisteme toparlanması için zaman kazandıran bir “acil durum freni” görevi görür. Ancak bu genel durdurma sırasında, '''ATF4''' adlı bir transkripsiyon faktörünün mRNA’sı gibi bazı özel mRNA’ların translasyonu (sentezi) seçici olarak artırılır. ATF4, şaperonlar, amino asit metabolizması ve antioksidan yanıtla ilgili genlerin yanı sıra, şiddetli streste apoptozu tetikleyen CHOP proteininin de sentezini uyarır.15<br />


* '''IRE1 Yolağı:''' Stresle aktive olan IRE1 de dimerize ve otofosforile olur. Bu aktivasyon, IRE1’in sitozolik kısmında bulunan bir endoribonükleaz (RNA kesici) aktivitesini ortaya çıkarır. Bu RNaz aktivitesinin iki ana hedefi vardır. Birincisi, '''XBP1''' (X-box binding protein 1) mRNA’sının alışılmadık bir şekilde kesilip birleştirilmesidir (splicing). Bu işlem, ERAD bileşenleri ve şaperonlar gibi UPR hedef genlerinin ekspresyonunu güçlü bir şekilde artıran çok etkili bir transkripsiyon faktörü olan '''XBP1s'''’in üretilmesiyle sonuçlanır.14 İkincisi, IRE1, belirli mRNA’ları ve mikroRNA’ları parçalayarak (RIDD - Regulated IRE1-Dependent Decay) ER’deki protein yükünü azaltmaya yardımcı olur. Ancak stres uzarsa, IRE1, TRAF2 gibi adaptör proteinler aracılığıyla<br />
* '''IRE1 Yolağı:''' Stresle aktive olan IRE1 de dimerize ve otofosforile olur. Bu aktivasyon, IRE1’in sitozolik kısmında bulunan bir endoribonükleaz (RNA kesici) aktivitesini ortaya çıkarır. Bu RNaz aktivitesinin iki ana hedefi vardır. Birincisi, '''XBP1''' (X-box binding protein 1) mRNA’sının alışılmadık bir şekilde kesilip birleştirilmesidir (splicing). Bu işlem, ERAD bileşenleri ve şaperonlar gibi UPR hedef genlerinin ekspresyonunu güçlü bir şekilde artıran çok etkili bir transkripsiyon faktörü olan '''XBP1s'''’in üretilmesiyle sonuçlanır.14 İkincisi, IRE1, belirli mRNA’ları ve mikroRNA’ları parçalayarak (RIDD - Regulated IRE1-Dependent Decay) ER’deki protein yükünü azaltmaya yardımcı olur. Ancak stres uzarsa, IRE1, TRAF2 gibi adaptör proteinler aracılığıyla '''JNK''' sinyal yolağını aktive ederek apoptoza da katkıda bulunabilir.21<br />
'''JNK''' sinyal yolağını aktive ederek apoptoza da katkıda bulunabilir.21<br />


* '''ATF6 Yolağı:''' BiP’ten ayrılan ATF6, ER’den Golgi aygıtına taşınır. Burada, S1P ve S2P adlı iki farklı proteaz tarafından ardışık olarak kesilir. Bu kesim sonucunda ATF6’nın sitozolik kısmı serbest kalır ve bu parça, çekirdeğe giderek bir transkripsiyon faktörü olarak görev yapar. Çekirdekte, XBP1s gibi, ER şaperonlarının ve ERAD bileşenlerinin genlerinin ekspresyonunu artırarak ER’nin katlama kapasitesini yükseltir.8
* '''ATF6 Yolağı:''' BiP’ten ayrılan ATF6, ER’den Golgi aygıtına taşınır. Burada, S1P ve S2P adlı iki farklı proteaz tarafından ardışık olarak kesilir. Bu kesim sonucunda ATF6’nın sitozolik kısmı serbest kalır ve bu parça, çekirdeğe giderek bir transkripsiyon faktörü olarak görev yapar. Çekirdekte, XBP1s gibi, ER şaperonlarının ve ERAD bileşenlerinin genlerinin ekspresyonunu artırarak ER’nin katlama kapasitesini yükseltir.8
150. satır: 143. satır:
* '''CHOP’un Aktivasyonu:''' Uzamış ER stresi altında, özellikle PERK ve ATF6 yolakları aracılığıyla, '''CHOP''' (C/EBP homologous protein) adlı transkripsiyon faktörünün ekspresyonu yüksek seviyelere ulaşır. CHOP, anti-apoptotik BCL-2 ailesi proteinlerinin (örneğin, Bcl-2) ekspresyonunu baskılayarak ve pro-apoptotik proteinlerin (örneğin, BIM) ekspresyonunu artırarak mitokondriyal apoptoz yolağını tetikler. Ayrıca, ölüm reseptörü 5’in (DR5) transkripsiyonunu artırarak dışsal apoptoz yolağını da aktive edebilir.19<br />
* '''CHOP’un Aktivasyonu:''' Uzamış ER stresi altında, özellikle PERK ve ATF6 yolakları aracılığıyla, '''CHOP''' (C/EBP homologous protein) adlı transkripsiyon faktörünün ekspresyonu yüksek seviyelere ulaşır. CHOP, anti-apoptotik BCL-2 ailesi proteinlerinin (örneğin, Bcl-2) ekspresyonunu baskılayarak ve pro-apoptotik proteinlerin (örneğin, BIM) ekspresyonunu artırarak mitokondriyal apoptoz yolağını tetikler. Ayrıca, ölüm reseptörü 5’in (DR5) transkripsiyonunu artırarak dışsal apoptoz yolağını da aktive edebilir.19<br />


* '''IRE1 Aracılı Apoptoz:''' Uzamış stres altında, IRE1 yolağı da apoptozu teşvik eder. IRE1, ASK1-JNK sinyal kaskadını aktive ederek mitokondriyal yolağı tetikleyebilir.21 Ayrıca, ER’de bulunan ve apoptozda rol oynayan<br />
* '''IRE1 Aracılı Apoptoz:''' Uzamış stres altında, IRE1 yolağı da apoptozu teşvik eder. IRE1, ASK1-JNK sinyal kaskadını aktive ederek mitokondriyal yolağı tetikleyebilir.21 Ayrıca, ER’de bulunan ve apoptozda rol oynayan '''Kaspaz-12'''’nin (farelerde) veya Kaspaz-4’ün (insanlarda) aktivasyonunda da rol oynadığı düşünülmektedir.19
'''Kaspaz-12'''’nin (farelerde) veya Kaspaz-4’ün (insanlarda) aktivasyonunda da rol oynadığı düşünülmektedir.19
 
Bu mekanizmaların bir araya gelmesiyle, hücre geri döndürülemez bir şekilde programlı hücre ölümü olan apoptoza yönlendirilir. Bu, bireysel hücrenin ölümüyle sonuçlansa da, doku ve organizma düzeyinde bütünlüğün korunması için hayati bir süreçtir.
Bu mekanizmaların bir araya gelmesiyle, hücre geri döndürülemez bir şekilde programlı hücre ölümü olan apoptoza yönlendirilir. Bu, bireysel hücrenin ölümüyle sonuçlansa da, doku ve organizma düzeyinde bütünlüğün korunması için hayati bir süreçtir.


198. satır: 189. satır:


* '''ER-Mitokondri Temas Noktaları:''' Bu temas noktaları, hücre fizyolojisinin en kritik etkileşim bölgelerinden biridir. ER ve mitokondri, bu bölgelerde sıkı bir fiziksel ve işlevsel birliktelik sergiler. Bu temasların ana işlevleri şunlardır:
* '''ER-Mitokondri Temas Noktaları:''' Bu temas noktaları, hücre fizyolojisinin en kritik etkileşim bölgelerinden biridir. ER ve mitokondri, bu bölgelerde sıkı bir fiziksel ve işlevsel birliktelik sergiler. Bu temasların ana işlevleri şunlardır:
** '''Kalsiyum (Ca2+) Sinyalizasyonu:''' ER, hücrenin ana Ca2+ deposudur. ER’den salınan Ca2+ iyonları, MCS’ler sayesinde doğrudan mitokondri zarı üzerindeki kanallara ulaşır ve mitokondri tarafından verimli bir şekilde alınır. Mitokondriyal Ca2+ seviyelerindeki bu artış, ATP üretimini (hücresel enerji) teşvik eder. Ancak, aşırı Ca2+ alımı, mitokondriyal apoptoz yolağını tetikleyerek hücre ölümüne yol açabilir. Dolayısıyla, ER-mitokondri MCS’leri, hücrenin yaşam ve ölüm kararlarının verildiği kritik merkezlerdir.4<br />
** '''Kalsiyum (Ca2+) Sinyalizasyonu:''' ER, hücrenin ana Ca2+ deposudur. ER’den salınan Ca2+ iyonları, MCS’ler sayesinde doğrudan mitokondri zarı üzerindeki kanallara ulaşır ve mitokondri tarafından verimli bir şekilde alınır. Mitokondriyal Ca2+ seviyelerindeki bu artış, ATP üretimini (hücresel enerji) teşvik eder. Ancak, aşırı Ca2+ alımı, mitokondriyal apoptoz yolağını tetikleyerek hücre ölümüne yol açabilir. Dolayısıyla, ER-mitokondri MCS’leri, hücrenin yaşam ve ölüm kararlarının verildiği kritik merkezlerdir.
 
** '''Lipit Transferi ve Biyosentezi:''' Hücre zarlarının temel bileşenleri olan fosfolipitlerin (örneğin, fosfatidilkolin) sentez yolağındaki bazı adımlar ER’de, bazıları ise mitokondride gerçekleşir. MCS’ler, bu sentez ara ürünlerinin iki organel arasında veziküler olmayan, hızlı bir şekilde transfer edilmesini sağlar.4
** '''Lipit Transferi ve Biyosentezi:''' Hücre zarlarının temel bileşenleri olan fosfolipitlerin (örneğin, fosfatidilkolin) sentez yolağındaki bazı adımlar ER’de, bazıları ise mitokondride gerçekleşir. MCS’ler, bu sentez ara ürünlerinin iki organel arasında veziküler olmayan, hızlı bir şekilde transfer edilmesini sağlar.4<br />
 
** '''Mitokondriyal Dinamikler:''' ER tübülleri, mitokondrilerin etrafına sarılarak onların bölünme (fisyon) ve birleşme (füzyon) noktalarını belirler. Bu, mitokondriyal ağın sağlığının ve doğru dağılımının korunması için hayati bir süreçtir.4<br />
** '''Mitokondriyal Dinamikler:''' ER tübülleri, mitokondrilerin etrafına sarılarak onların bölünme (fisyon) ve birleşme (füzyon) noktalarını belirler. Bu, mitokondriyal ağın sağlığının ve doğru dağılımının korunması için hayati bir süreçtir.4<br />


* '''ER-Plazma Zarı (PM) Temas Noktaları:''' ER ağı, hücrenin dış sınırı olan plazma zarına birçok noktada temas eder. Bu temas noktaları, hücrenin dış çevreyle olan iletişimini düzenlemede kilit rol oynar:
* '''ER-Plazma Zarı (PM) Temas Noktaları:''' ER ağı, hücrenin dış sınırı olan plazma zarına birçok noktada temas eder. Bu temas noktaları, hücrenin dış çevreyle olan iletişimini düzenlemede kilit rol oynar:
** '''Depo-Bağımlı Kalsiyum Girişi (SOCE):''' ER’deki Ca2+ depoları tükendiğinde, ER zarındaki STIM proteinleri bunu algılar ve konformasyon değiştirerek PM’deki Orai1 kalsiyum kanallarıyla MCS’ler aracılığıyla etkileşime girer. Bu etkileşim, Orai1 kanallarını açar ve hücre dışından sitozole Ca2+ girişini tetikler. Bu mekanizma, ER depolarının yeniden doldurulmasını ve uzun süreli Ca2+ sinyallerinin sürdürülmesini sağlar.4<br />
** '''Depo-Bağımlı Kalsiyum Girişi (SOCE):''' ER’deki Ca2+ depoları tükendiğinde, ER zarındaki STIM proteinleri bunu algılar ve konformasyon değiştirerek PM’deki Orai1 kalsiyum kanallarıyla MCS’ler aracılığıyla etkileşime girer. Bu etkileşim, Orai1 kanallarını açar ve hücre dışından sitozole Ca2+ girişini tetikler. Bu mekanizma, ER depolarının yeniden doldurulmasını ve uzun süreli Ca2+ sinyallerinin sürdürülmesini sağlar.4
 
** '''Lipit Homeostazı:''' ER, kolesterol ve diğer lipitlerin sentez merkezidir. Bu lipitlerin plazma zarına taşınması, büyük ölçüde ER-PM temas noktalarındaki özel lipit transfer proteinleri (örneğin, Osh proteinleri) aracılığıyla gerçekleşir. Bu, veziküler taşımaya göre çok daha hızlı ve verimli bir yoldur ve hücre zarının lipit bileşiminin hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlar.4
** '''Lipit Homeostazı:''' ER, kolesterol ve diğer lipitlerin sentez merkezidir. Bu lipitlerin plazma zarına taşınması, büyük ölçüde ER-PM temas noktalarındaki özel lipit transfer proteinleri (örneğin, Osh proteinleri) aracılığıyla gerçekleşir. Bu, veziküler taşımaya göre çok daha hızlı ve verimli bir yoldur ve hücre zarının lipit bileşiminin hassas bir şekilde ayarlanmasını sağlar.4


270. satır: 258. satır:
* '''Sanat Eseri:''' Bu basit hammaddelerden ise, kendilerinde olmayan yepyeni özelliklere ve işlevlere sahip, hayranlık uyandıran sanat eserleri inşa edilmektedir. Örneğin:
* '''Sanat Eseri:''' Bu basit hammaddelerden ise, kendilerinde olmayan yepyeni özelliklere ve işlevlere sahip, hayranlık uyandıran sanat eserleri inşa edilmektedir. Örneğin:
** '''İşlevsel Bir Protein:''' Bir polipeptit zinciri (hammadde), ER lümeninde belirli bir üç boyutlu yapıya katlandığında (sanat), birdenbire “enzimatik aktivite”, “sinyal algılama” veya “molekül taşıma” gibi, amino asitlerin hiçbirinde tek başına bulunmayan özellikler kazanır.6 Görmeyen, duymayan, bilmeyen atomlardan, bir sinyali “algılayan” bir reseptör proteini nasıl ortaya çıkmıştır? Bu yeni özellik, hammaddeye nereden gelmiştir?<br />
** '''İşlevsel Bir Protein:''' Bir polipeptit zinciri (hammadde), ER lümeninde belirli bir üç boyutlu yapıya katlandığında (sanat), birdenbire “enzimatik aktivite”, “sinyal algılama” veya “molekül taşıma” gibi, amino asitlerin hiçbirinde tek başına bulunmayan özellikler kazanır.6 Görmeyen, duymayan, bilmeyen atomlardan, bir sinyali “algılayan” bir reseptör proteini nasıl ortaya çıkmıştır? Bu yeni özellik, hammaddeye nereden gelmiştir?<br />
** '''UPR Sinyal Ağı:''' Birbirinden habersiz ve cansız olan PERK, IRE1 ve ATF6 proteinleri (hammadde), nasıl olur da ortak bir amaca (hücreyi stresten korumak) hizmet edecek şekilde, mükemmel bir senkronizasyon ve koordinasyon içinde çalıştırılan bir sinyal ağı (sanat eseri) oluşturmuştur? Bu koordinasyon bilgisi ve iş birliği planı, hammaddenin neresinde yazılıdır?<br />
** '''UPR Sinyal Ağı:''' Birbirinden habersiz ve cansız olan PERK, IRE1 ve ATF6 proteinleri (hammadde), nasıl olur da ortak bir amaca (hücreyi stresten korumak) hizmet edecek şekilde, mükemmel bir senkronizasyon ve koordinasyon içinde çalıştırılan bir sinyal ağı (sanat eseri) oluşturmuştur? Bu koordinasyon bilgisi ve iş birliği planı, hammaddenin neresinde yazılıdır?<br />
** '''ERAD Kalite Kontrol Sistemi:''' Binlerce farklı proteinin yüzdüğü bir ortamda, sadece “bozuk” olanları seçip ayıklayan ve imhaya gönderen bir sistem (sanat eseri), bu seçiciliği ve hassasiyeti hangi bilgiden almaktadır? Bu “kalite standardı” bilgisi, sistemi oluşturan cansız moleküllerin (hammadde) kendisinde mevcut değildir.
** '''ERAD Kalite Kontrol Sistemi:''' Binlerce farklı proteinin yüzdüğü bir ortamda, sadece “bozuk” olanları seçip ayıklayan ve imhaya gönderen bir sistem (sanat eseri), bu seçiciliği ve hassasiyeti hangi bilgiden almaktadır? Bu “kalite standardı” bilgisi, sistemi oluşturan cansız moleküllerin (hammadde) kendisinde mevcut değildir.


395. satır: 381. satır:
# Unraveling the roles of endoplasmic reticulum-associated degradation in metabolic disorders - PMC - PubMed Central, erişim tarihi Ağustos 1, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10339828/<br />
# Unraveling the roles of endoplasmic reticulum-associated degradation in metabolic disorders - PMC - PubMed Central, erişim tarihi Ağustos 1, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10339828/<br />
# TiKiPedi Yayın Anayasası.docx
# TiKiPedi Yayın Anayasası.docx
[[Kategori:Biyoloji]]