Kimyasal evrimin deneysel olarak oluşturulması
More actions
Kimyasal Evrimin Deneysel Olarak Oluşturulması: Bilimsel Sınırlar ve Kavramsal Analiz
Giriş
Varlığın en temel ve merak uyandıran sorularından biri, hayatın kökenidir. Cansız maddeden canlı sistemlerin nasıl ortaya çıktığı meselesi, modern bilimin en zorlu ve derin araştırma alanlarından birini teşkil etmektedir.1 Bu muazzam geçişi, yani abiyogenezi, açıklama gayesiyle yürütülen bilimsel çabalar, prebiyotik kimya olarak bilinen disiplin altında toplanmıştır. Bu alan, hayatın temel moleküler yapıtaşlarının varsayımsal ilkel Dünya koşullarında nasıl sentezlenmiş olabileceğini ve bu yapıtaşlarının daha karmaşık ve işlevsel polimerlere nasıl tertip edildiğini deneysel olarak modellemeyi hedefler.3
Bu çabaların en bilinen ve temel taşı niteliğindeki örneği, 1950’lerde gerçekleştirilen Miller-Urey deneyidir. Bu deney, cansız kimyasallardan hayatın temel bileşenlerinden olan amino asitlerin sentezlenebileceğini iddia ederek, abiyogenez araştırmaları için yeni bir kapı açmıştır.5 O zamandan bu yana geçen yetmiş yılı aşkın sürede, laboratuvar ortamında hayatın kökenine dair sayısız deney tasarlanmış ve yürütülmüştür. Bu deneyler, prebiyotik kimyanın karmaşıklığını ve hayatın başlangıcı için gerekli olan koşulların ne denli hassas ve spesifik olduğunu ortaya koymuştur.
Bu raporun amacı, kimyasal evrimin deneysel olarak oluşturulması çabalarını, temel deneylerden başlayarak güncel araştırmalara kadar uzanan geniş bir perspektifte ele almaktır. İlk olarak, bu alandaki temel bilimsel bulgular ve deneylerin sonuçları objektif bir şekilde sunulacaktır. Ardından, bu deneylerin ortaya koyduğu ve halen çözüme kavuşturulamamış olan temel zorluklar –ilkel atmosferin bileşimi, polimerizasyon engeli, kiralite muamması ve biyolojik bilginin kökeni gibi– derinlemesine incelenecektir. Rapor, bu bilimsel verilerin ışığında, gözlemlenen süreçlerdeki nizam, hassas ayar ve sanat unsurlarını analiz eden, indirgemeci yaklaşımların yetersizliğini ortaya koyan ve “hammadde” ile ondan inşa edilen “sanatlı eser” arasındaki derin farkı vurgulayan kavramsal bir analiz ile neticelenecektir. Bu suretle, deneysel verilerin işaret ettiği derin hakikatler üzerine tefekkür etmek için bir zemin hazırlanması hedeflenmektedir.
Bilimsel Açıklama ve Güncel Bulgular
Bu bölümde, kimyasal evrim hipotezinin deneysel temelleri ve bu deneylerin güncel bilimsel veriler ışığında karşılaştığı temel zorluklar sunulacaktır.
Temel Kavramlar ve İşleyiş: Abiyogenez Hipotezinin Deneysel Zemini
Hayatın kökenine dair kimyasal evrim hipotezi, Oparin ve Haldane gibi araştırmacılar tarafından ortaya atılan “ilkel çorba” (primordial soup) kavramı etrafında şekillenmiştir.7 Bu hipoteze göre, milyarlarca yıl önceki ilkel Dünya’nın okyanusları, basit inorganik bileşiklerin biriktiği devasa bir kimyasal reaktör vazifesi görmüştür. Bu ortamda, şimşek veya ultraviyole radyasyon gibi enerji kaynaklarının etkisiyle, bu basit inorganik moleküllerden hayatın temel organik yapıtaşları olan amino asitler, nükleotitler ve basit şekerler sentezlenmiştir. Zamanla bu monomerlerin birikerek daha karmaşık polimerler olan proteinleri ve nükleik asitleri (RNA ve DNA) oluşturduğu ve nihayetinde kendi kendini kopyalayabilen ve metabolik faaliyetler gösterebilen ilk ilkel hücrelerin meydana geldiği varsayılır.5
Bu teorik çerçevenin deneysel olarak test edilmesine yönelik ilk ve en meşhur adım, 1952 yılında Stanley Miller ve Harold Urey tarafından Chicago Üniversitesi’nde atılmıştır.5 Miller-Urey deneyi, varsayımsal ilkel Dünya atmosferini ve okyanusunu laboratuvar ortamında simüle etmek üzere tasarlanmış kapalı bir cam düzenekten oluşuyordu. Düzenek, içerisinde suyun kaynatıldığı bir “okyanus” balonu ile metan(CH4), amonyak (NH3) ve hidrojen (H2) gazlarının bulunduğu bir “atmosfer” balonunu içeriyordu. Bu gaz karışımı, o dönemde ilkel atmosferin indirgeyici (oksijensiz) bir karaktere sahip olduğu varsayımına dayanıyordu. Su buharı, kaynayan sudan yükselerek gaz karışımına dahil oluyor ve bu karışım, şimşekleri taklit eden yüksek voltajlı elektrik kıvılcımlarına maruz bırakılıyordu. Sistemde ayrıca, reaksiyon ürünlerinin yoğunlaşarak tekrar “okyanus” balonuna dönmesini sağlayan bir soğutucu (kondansatör) bulunuyordu.7
Bir hafta boyunca sürekli olarak işletilen deneyin sonunda, başlangıçta renksiz olan suyun kırmızımsı ve bulanık bir hal aldığı gözlemlenmiştir. Bu çözeltinin kimyasal analizi yapıldığında, canlıların proteinlerini oluşturan 20 temel amino asitten birkaçı, özellikle glisin ve alanin başta olmak üzere, çeşitli organik moleküllerin sentezlendiği tespit edilmiştir.6 Bu sonuç, bilim dünyasında büyük bir etki uyandırmış ve hayatın yapıtaşlarının cansız maddelerden doğal süreçlerle meydana gelebileceği fikrine oluşmaya başlamıştır. Miller-Urey deneyi, prebiyotik kimya alanının doğuşunu sağlamış.
Güncel Araştırmalar Işığında Deneysel Sınırlar ve Çözülmemiş Sorunlar
Miller-Urey deneyinin üzerinden geçen on yıllar boyunca yapılan araştırmalar, hayatın kökeni senaryolarının başlangıçta varsayılandan çok daha karmaşık ve çok sayıda çözülmemiş sorunla dolu olduğunu göstermiştir. Deneylerin “başarısı”, genellikle araştırmacının kasıtlı ve akıllı müdahalelerine, prebiyotik olarak gerçekçi olmayan koşulların sağlanmasına ve bir dizi temel engelin göz ardı edilmesine bağlıdır.
1. Atmosfer Modelleri ve “Akıllı Müdahale” Sorunu
Miller-Urey deneyinin en temel varsayımlarından biri, ilkel atmosferin metan ve amonyak açısından zengin, yani kuvvetli indirgeyici bir yapıda olduğudur. Ancak güncel jeolojik ve jeokimyasal kanıtlar, bu varsayımın doğru olmadığını göstermektedir. Erken Dünya atmosferinin, volkanik faaliyetler sonucu açığa çıkan karbondioksit (CO2), azot (N2) ve su buharından oluşan “nötr” bir karaktere sahip olduğu düşünülmektedir.6 Bu daha gerçekçi atmosferik gaz karışımlarıyla tekrarlanan deneylerde, amino asit gibi organik moleküllerin ya hiç oluşmadığı ya da verimin son derece düşük olduğu görülmüştür.6 Bu durum, hayatın yapıtaşlarının atmosferde sentezlenmesi senaryosunun temel dayanağını zayıflatmaktadır.
Daha da önemlisi, Miller-Urey düzeneğinin kendisi, doğal bir süreci taklit etmekten ziyade, belirli bir sonucu elde etmek üzere tasarlanmış bir mühendislik ürünüdür. Bu tasarımın en kritik unsurlarından biri “soğuk tuzak” (cold trap) olarak adlandırılan bölümdür. Bu mekanizma, reaksiyon balonunda sentezlenen organik molekülleri, onları oluşturan enerji kaynağından (elektrik kıvılcımından) hızla uzaklaştırarak ayrı bir kapta biriktirmek üzere tasarlanmıştır.11 Bu müdahale hayati öneme sahiptir, çünkü molekülleri sentezleyen aynı enerji, onları çok daha hızlı bir şekilde parçalama potansiyeline de sahiptir.12 İlkel Dünya koşullarında, yeni oluşan hassas organik molekülleri yıkıcı ultraviyole radyasyonundan, şimşeklerden veya ısıdan seçici olarak koruyacak ve biriktirecek böyle bir mekanizmanın varlığına dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır. Dolayısıyla soğuk tuzak, deneycinin, ürünlerin korunması için sürece yaptığı akıllı ve amaçlı bir müdahaledir. Bu durum, deneyin başarısının, doğal ve kendi haline bırakılmış süreçlerden ziyade, kasıtlı bir tasarıma ne kadar bağımlı olduğunu göstermektedir. Bu müdahale örüntüsü, prebiyotik kimya deneylerinin tamamında gözlemlenen genel bir ilkedir: İstenen ürünlerin elde edilmesi ve korunması, genellikle araştırmacının süreci dikkatle yönlendirmesi, saflaştırma adımları uygulaması ve yıkıcı yan reaksiyonları engellemesiyle mümkün olmaktadır.
2. Polimerizasyon Engeli ve Su Paradoksu
Hayatın kökeni senaryolarında, yapıtaşı moleküllerin (monomerlerin) sentezlenmesi, denklemin sadece ilk ve en basit adımıdır. Asıl zorluk, bu monomerlerin bir araya gelerek uzun ve işlevsel zincirler, yani proteinler ve nükleik asitler gibi polimerleri oluşturmasıdır. Bu süreç, polimerizasyon olarak adlandırılır ve kimyasal olarak bir dehidrasyon (su çıkışı) reaksiyonudur. Örneğin, iki amino asit arasında bir peptid bağı kurulurken bir molekül su açığa çıkar.
Burada temel bir termodinamik engel ortaya çıkmaktadır. “İlkel çorba” hipotezinin geçtiği varsayılan sulu ortamda, kimyasal denge (Le Chatelier prensibi veya kütle etkisi yasası gereği) polimerizasyonu değil, tam tersi olan hidrolizi, yani suyun polimer bağlarını kırarak onları monomerlerine ayırmasını şiddetle destekler.14 Bu, “su paradoksu” olarak bilinir: Hayat için vazgeçilmez olan su, aynı zamanda hayatın temel polimerlerinin oluşumuna kimyasal olarak düşman bir ortamdır.
Bu temel engeli aşmak için çeşitli mekanizmalar önerilmiştir:
- Islak-Kuru Döngüleri (Wet-Dry Cycles): Bu senaryoda, monomerlerin bulunduğu su birikintilerinin (örneğin gelgit havuzları veya volkanik göletler) periyodik olarak buharlaşıp kuruduğu varsayılır. Kuru fazda suyun ortamdan uzaklaşmasıyla polimerizasyon termodinamik olarak mümkün hale gelir. Islak fazda ise monomerler yeniden çözünerek karışabilir ve bir sonraki kuru faz için yeniden düzenlenebilir.17 Ancak bu mekanizmanın prebiyotik olarak anlamlı olabilmesi için, sıcaklık, pH, kuruma ve ıslanma süreleri gibi birçok parametrenin hassas bir şekilde kontrol edildiği, düzenli ve periyodik döngülerin varlığı gereklidir. Kaotik bir doğal ortamda, bu türden hassas ayarlı döngülerin uzun süreler boyunca tutarlı bir şekilde işlemesi oldukça zordur. Aşırı ısınma molekülleri parçalayabilirken, yetersiz kuruma polimerizasyonu engelleyebilir.17
- Kil Minerali Katalizi: Montmorillonit gibi belirli kil minerallerinin yüzeylerinin, monomerleri sudan çekerek konsantre edebileceği ve polimerizasyon reaksiyonları için bir katalizör görevi görebileceği öne sürülmüştür.20 Laboratuvar deneylerinde, bu tür yüzeylerde kısa oligomerlerin (birkaç monomerden oluşan zincirler) oluştuğu gözlemlenmiştir. Ancak bu süreç de birçok zorluk içermektedir. Verim genellikle düşüktür ve reaksiyon, kilin türüne, saflığına ve ortamdaki diğer kimyasalların varlığına son derece duyarlıdır. Hatta bazı durumlarda, bu minerallerin moleküllerin sentezini hızlandırmak yerine parçalanmasını (dekompozisyonunu) hızlandırdığı da gösterilmiştir.17
Sonuç olarak, polimerizasyon sorununa önerilen çözümler, problemi ortadan kaldırmaktan ziyade, onu oldukça spesifik ve hassas ayarlı jeolojik veya iklimsel senaryoların varlığına bağımlı hale getirmektedir. Genel bir “ilkel çorba”nın yetersiz olduğu, bunun yerine son derece özel ve yapılandırılmış ortamların gerektiği zımnen kabul edilmektedir.
3. Kiralite Muamması: Yaşamın Homokiral Yapısı
Prebiyotik kimyanın en çetin ve temel sorunlarından biri kiralite problemidir. Amino asitler (glisin hariç) ve şekerler gibi hayatın temel molekülleri kiraldir; yani, birbiri üzerine çakıştırılamayan ayna görüntüleri olan iki formda (sol-elli ve sağ-elli veya L- ve D- formları) bulunurlar.4
Bu kimyasal özelliğin en dikkat çekici yönü, bilinen tüm yaşam formlarının mutlak bir seçicilik göstermesidir. Proteinlerin inşasında sadece ve sadece sol-elli (L) amino asitler kullanılırken, nükleik asitlerin (DNA ve RNA) omurgasında sadece sağ-elli (D) şekerler (deoksiriboz ve riboz) bulunur.24 Bu “homokiralite” olarak bilinen özellik, biyolojik işlevsellik için vazgeçilmezdir. Proteinlerin, belirli görevleri yerine getirebilmelerini sağlayan hassas üç boyutlu yapılara katlanabilmeleri, tamamen L-amino asitlerden oluşmalarına bağlıdır. Tek bir sağ-elli (D) amino asidin zincire dahil olması bile bu katlanma sürecini bozarak proteini işlevsiz hale getirebilir.26
Doğal süreçler ile biyolojik sistemler arasındaki en keskin zıtlıklardan biri burada ortaya çıkar. Miller-Urey deneyi de dahil olmak üzere, laboratuvarda gerçekleştirilen tüm abiyotik sentez deneylerinin tartışmasız sonucu, sol ve sağ-elli formların her zaman %50-%50 oranında bir karışımını, yani “rasemik bir karışım” üretmesidir.9 Kimyasal olarak L- ve D- formları neredeyse özdeş özelliklere sahip olduğundan, standart kimyasal reaksiyonların birini diğerine tercih etmesi için bir neden yoktur. Rasemik bir karışım, biyolojik polimerlerin inşası için tamamen işlevsizdir.
Bu muammanın üstesinden gelmek için, başlangıçtaki küçük bir kiral dengesizliği %100 homokiral bir duruma yükseltebilecek çeşitli “kiral amplifikasyon” mekanizmaları önerilmiştir. Bunlar arasında kiral mineral yüzeylerinde seçici adsorpsiyon 29, uzaydan gelen dairesel polarize ışığın bir formu diğerine göre daha fazla yok etmesi 25 ve manyetik alanlarla ilişkili Kiral-İndüklenmiş Spin Seçiciliği (CISS) etkisi 30 gibi mekanizmalar bulunmaktadır. Ancak bu mekanizmaların hepsi ciddi sınırlamalara sahiptir. Genellikle verimleri çok düşüktür, son derece özel ve yerel koşullar gerektirirler ve küçük bir yerel fazlalığın (örneğin %51’e %49’luk bir oran) nasıl olup da tüm yaşam için mutlak bir küresel standarda dönüştüğünü açıklayamazlar.32 Dolayısıyla homokiralite problemi, sadece bir sentez problemi değil, aynı zamanda muazzam ölçekte bir saflaştırma, ayıklama ve seçilim problemidir. Bu, rastgele kimyasal sistemlerde gözlemlenmeyen bir bilgi işleme ve düzenleme seviyesini gerektirir.
4. Bilgi ve Fonksiyon Problemi: Olasılık Dışı Dizilimler
Kimyasal evrim senaryolarının karşılaştığı belki de en aşılmaz engel, biyolojik bilginin kökeni problemidir. İşlevsel bir protein veya RNA molekülü, sadece monomerlerin rastgele bir araya gelmiş bir zinciri değildir. Tıpkı anlamlı bir cümlenin harflerin belirli bir sırayla dizilmesine bağlı olması gibi, bir proteinin biyolojik işlevi de amino asitlerinin son derece spesifik bir dizilimine bağlıdır.14 Bu dizilim, proteinin doğru bir şekilde katlanarak belirli bir görevi yerine getirebilecek üç boyutlu bir moleküler makineye dönüşmesini sağlayan “bilgiyi” taşır.35
Sorun, bu işlevsel dizilimlerin, olası tüm dizilimler uzayında ne kadar nadir olduğudur. 150 amino asitlik mütevazı bir protein için bile, 20 farklı amino asit kullanılarak oluşturulabilecek olası dizilimlerin sayısı, evrendeki atomların sayısını kat kat aşan, hiper-astronomik bir sayıdır. Moleküler biyolog Douglas Axe’in deneylerine dayanan ve Stephen Meyer gibi eleştirmenler tarafından yapılan hesaplamalar, bu devasa olasılık uzayı içinde, kararlı ve işlevsel bir katlanma yapısı oluşturabilecek dizilimlerin oranının 10⁷⁴’te 1 mertebesinde olduğunu ortaya koymaktadır.14
Bu zaten akıl almaz derecede küçük olan olasılık, diğer zorunluluklar da hesaba katıldığında daha da imkansız hale gelir. Zincirdeki 149 bağın tamamının peptid bağı olması (yaklaşık 10⁴⁵’te 1 ihtimal) ve 150 amino asidin tamamının sol-elli olması (yaklaşık 10⁴⁵’te 1 ihtimal) gereklilikleri de eklendiğinde, tek bir işlevsel proteinin ilkel bir çorbada şans eseri oluşma olasılığının 10¹⁶⁴’te 1 gibi, fiziksel olarak anlam ifade etmeyen bir değere düştüğü hesaplanmaktadır.14 Bu sayı, bilinen evrenin tüm olasılık kaynaklarını (evrendeki parçacık sayısı, evrenin yaşı vb.) anlamsız kılacak kadar küçüktür.
Bu devasa olasılık engelini aşmak için sıklıkla “kendiliğinden organize olma” (self-organization) veya “belirme” (emergence) gibi kavramlara başvurulur.41 Ancak bu terimler, kristal, girdap veya kar tanesi gibi basit, tekrarlayan ve düşük bilgi içeriğine sahip düzenlerin ortaya çıkışını tanımlar. Biyolojik sistemlerdeki gibi karmaşık, aperiyodik (tekrarsız) ve spesifik (belirli bir işleve yönelik) bilginin kökenini açıklamazlar.43 Bir kristalin düzeni, onu oluşturan atomların kimyasal özelliklerinin ve fizik yasalarının basit bir sonucudur. Bir proteinin düzeni ise, onu oluşturan amino asitlerin kimyasal özelliklerinden kaynaklanmaz; zincire dışarıdan yüklenmiş olan dizilim bilgisine, yani bir koda tabidir.36 Dolayısıyla hayatın kökeni, temelde bir kimya probleminden (molekülleri elde etmek) çok, bir bilgi problemidir (bu molekülleri işlevsel bir kod sistemine göre düzenlemek).
Aşağıdaki tablo, bu bölümde ele alınan temel zorlukları ve önerilen mekanizmaların eleştirel bir özetini sunmaktadır.
Tablo 1: Hayatın Kökeni Araştırmalarındaki Temel Zorluklar ve Önerilen Mekanizmaların Eleştirel Değerlendirmesi
| Zorluk (Challenge) | Gözlemlenen Bilimsel Gerçek (Observed Scientific Fact) | Önerilen Doğal Mekanizma (Proposed Natural Mechanism) | Mekanizmanın Eleştirisi / Gerektirdiği Hassas Ayarlar (Critique of Mechanism / Required Fine-Tuning) |
|---|---|---|---|
| Yapıtaşlarının Sentezi (Building Block Synthesis) | Basit organik moleküllerin sentezi, yıkıcı yan ürünler ve kararsızlık sorunları içerir. 9 | Miller-Urey tipi kıvılcım-deşarj deneyleri; hidrotermal bacalar. 3 | Yanlış atmosfer varsayımı; ürünleri korumak için “soğuk tuzak” gibi yapay müdahaleler; oluşan moleküllerin kararsızlığı. 6 |
| Polimerizasyon (Polymerization) | Su, polimer bağlarını (örn. peptid) oluşturmak yerine kırar (hidroliz). 15 | Islak-kuru döngüler; kil mineralleri (örn. montmorillonit) yüzeyinde kataliz. 17 | Periyodik ve düzenli çevresel döngüler gerektirir; minerallerin spesifik türlerine ve saflığına bağımlılık; düşük verim ve yan reaksiyonlar. 17 |
| Homokiralite (Homochirality) | Yaşam sadece tek-elli (örn. L-amino asit) moleküller kullanır. Abiyotik sentez %50-%50 (rasemik) karışımlar üretir. 22 | Kiral mineral yüzeylerinde seçici adsorpsiyon; manyetik alanlar (CISS etkisi); dairesel polarize ışık. 25 | Mekanizmaların verimsizliği; prebiyotik ortamda yaygınlığı ve tutarlılığı şüpheli; küçük bir fazlalığı %100’e çıkarma sorunu. 32 |
| Bilginin Kökeni (Origin of Information) | Proteinlerin işlevi, amino asitlerin rastgele değil, belirli bir dizilimine (bilgi) bağlıdır. 34 | Rastgele kimyasal reaksiyonlar ve “kendiliğinden organize olma” prensipleri. 41 | Fonksiyonel dizilimlerin olasılık uzayında aşırı nadir olması (örn. 1’e 10¹⁶⁴); seçilimin işleyebileceği bir kopyalama mekanizması olmaması. 14 |
Kavramsal Analiz
Bilimsel veriler, kendi başlarına sadece olguları betimler. Bu verilerin anlamı ve işaret ettiği daha derin hakikatler, ancak dikkatli bir kavramsal analizle ortaya çıkarılabilir. Bu bölümde, yukarıda sunulan deneysel bulgular; nizam, gaye ve sanat; indirgemecilik eleştirisi; ve hammadde ile sanat ayrımı perspektiflerinden analiz edilecektir.
a. Nizam, Gaye ve Sanat Analizi
Kimyasal evrimin deneysel olarak simüle edilmesine yönelik her girişim, kaotik ve rastgele süreçlerin hayatı başlatabileceği varsayımının aksine, sürecin her aşamasında ne kadar hassas bir nizam ve ayar (fine-tuning) gerektirdiğini gözler önüne sermektedir. “Başarılı” olarak nitelendirilen her deney, aslında kendi haline bırakılmış doğayı değil, bir laboratuvar ortamında dikkatle kontrol edilen ve yönlendirilen süreçleri yansıtır.
Prebiyotik senaryoların “hassas ayarı”, deneylerin en temel varsayımlarında başlar. Gazların tam olarak doğru bileşimde ve oranda olması 6, enerji kaynağının ne eksik ne de fazla, tam kararında uygulanması 12, reaksiyon ortamının pH ve sıcaklık değerlerinin dar bir aralıkta tutulması 19, polimerizasyon için önerilen ıslak-kuru döngülerinin periyodik bir düzenlilikle işlemesi 17 ve katalizör olarak kullanılacak minerallerin saf ve uygun yapıda olması 21 gibi sayısız koşulun aynı anda ve aynı yerde bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu koşulların her biri, kendi başına olasılığı düşük birer olaydır. Bu kadar çok sayıda hassas ayarlı parametrenin, bir gaye ve yönlendirme olmaksızın, ilkel Dünya’nın kaotik ortamında kendiliğinden bir araya gelmiş olması, son derece düşündürücüdür.
Bu nizam ve gaye, moleküler seviyede daha da belirginleşir. Bir proteinin üç boyutlu katlanmış yapısı, basit bir kimyasal yığın değil, belirli bir işlevi yerine getirmek üzere tertip edilmiş, sanatlı bir moleküler makinedir. Bu yapının işlevselliği, bileşenlerinin homokiral saflığına ve bilgi taşıyan dizilimine mutlak surette bağlıdır.26 Dizilim (bilgi), yapı (form) ve işlev (gaye) arasındaki bu sarsılmaz ve sanatlı ilişki, sistemin belirli bir amaca yönelik olarak düzenlendiğine dair güçlü bir işaret sunar. Böylesine karmaşık ve işlevsel bir yapının, belirli bir görevi yerine getirecek şekilde tertip edilmiş olması, dikkat çekicidir.
b. İndirgemeci ve Materyalist Safsataların Eleştirisi
Hayatın kökeni tartışmalarında, karmaşık olguları sadece isimlendirerek açıkladığını varsayan indirgemeci bir dilin kullanılması yaygındır. “Kendiliğinden organize olma” (self-organization) ve “doğa kanunları” gibi ifadeler, bu yaklaşımın en tipik örnekleridir.
“Kendiliğinden organize olma” veya “belirme” (emergence) gibi kavramlar, bir olgunun nasıl meydana geldiğine dair bir sebep sunmaktan çok, o olgunun gözlemlendiğini ifade eden betimleyici etiketlerdir.41 Bir kristalin veya bir kasırganın oluşumunda görülen düzen, basit ve tekrarlayan bir yapıya sahiptir ve temel fiziksel kuvvetlerin bir sonucudur. Ancak bu türden düşük bilgi içeren düzenin, bir proteinin veya genetik kodun taşıdığı karmaşık ve spesifik (aperiyodik) bilgiyi nasıl oluşturabileceğine dair hiçbir açıklama sunmaz.43 Bu terimleri biyolojik bilginin kökeni için bir açıklama olarak kullanmak, soruyu cevaplamak yerine onu yeniden isimlendirmekten ibarettir.
Benzer şekilde, “doğa kanunları bunu yaptı” şeklindeki ifadeler, fail ile fiilin işleyiş tarzını birbirine karıştırmaktadır. Doğa kanunları, evrenin işleyişindeki gözlemlenen düzenliliklerin ve tutarlılıkların matematiksel veya sözel ifadeleridir. Onlar, sürecin nasıl işlediğini betimleyen “kullanım kılavuzlarıdır”, süreci başlatan ve yürüten “fail” veya “yaratıcı” değildirler.46 Kütleçekim kanunu, bir elmanın neden yere düştüğünü betimler, ancak elmayı veya kütleçekim kuvvetini var eden değildir. Kanunlar, bir işleyişin tanımıdır, o işleyişi var eden bir irade veya kudret değildir. Bu dil, bir “kısayol” olarak kullanışlı olabilir, ancak nedenselliği eksik atfettiği için felsefi olarak yanıltıcıdır.
c. Hammadde ve Sanat Ayrımı Analizi
Hayatın kökeni meselesi, en temelde “hammadde” ile bu hammaddeden inşa edilen “sanatlı eser” arasındaki fark üzerinden analiz edilebilir. Bu ayrım, deneysel verilerin ortaya koyduğu en derinlikli sonuçtur.
Hammadde: Prebiyotik simülasyon deneylerinin ürettiği sonuçlar, hayatın “hammaddesi” olarak tanımlanabilir. Bu, genellikle istenmeyen birçok yan ürünle kirlenmiş, sol ve sağ-elli moleküllerin rasemik bir karışımını içeren, kararsız ve polimerleşmeye termodinamik olarak eğilimli olmayan, katran benzeri karmaşık bir kimyasal çorbadır.8 Bu hammaddenin kendisinde hayat, işlev, bilgi veya homokiralite gibi özellikler bulunmaz.
Sanat: Hayatın kendisi, yani en basit haliyle bir hücre ise, bir “sanat eseri” olarak tanımlanabilir. Bu eser, binlerce farklı türde, uzun zincirli, %100 homokiral ve her biri spesifik bir işlev için hassas bir şekilde dizilmiş protein makinelerinden oluşur. Tüm bu makinelerin üretim planı, yine homokiral yapıtaşlarından oluşan ve muazzam bir bilgi yoğunluğuna sahip bir genetik kod (DNA) içerisinde saklıdır. Bütün bu sistem, dış ortamla kontrollü bir alışveriş sağlayan seçici geçirgen bir zar ile çevrilidir.36
Bu iki tablo arasındaki devasa fark, temel analitik soruları gündeme getirir: Hammaddede zerresi bulunmayan özellikler –homokiralite, işlevsellik, dizilim bilgisi, kendini kopyalama yeteneği– sanat eserine nereden ve nasıl gelmiştir? Cansız atomlar ve moleküller, kendilerinde olmayan bir planı ve bilgiyi takip ederek, nasıl olup da kendilerinden kat kat üstün özelliklere sahip, işlevsel ve bütünleşik bir sistemi inşa etmiştir? Deneyler, hammaddenin üretilebileceği bazı yolları gösterse de, hammaddeden sanata geçişi açıklayacak hiçbir mekanizma sunamamaktadır. Bu geçiş, basit bir kimyasal adımdan ibaret değil, bir bilgi ve düzenleme sıçramasıdır.
Sonuç
Kimyasal evrimin deneysel olarak oluşturulmasına yönelik yetmiş yılı aşkın sürelik yoğun bilimsel çaba, hayatın başlangıcının basit, rastgele kimyasal reaksiyonların kaçınılmaz bir sonucu olmadığını, aksine her adımda aşılması gereken devasa engellerle dolu, son derece karmaşık bir problem olduğunu ortaya koymuştur. İlkel atmosferin gerçekçi olmayan varsayımlarından, ürünleri korumak için gereken akıllı müdahalelere; suyun polimer bağlarını kırmasını engelleyen hassas ayarlı çevresel koşullardan, yaşam için mutlak bir zorunluluk olan homokiralitenin abiyotik sentezlerde asla ortaya çıkmamasına; ve en önemlisi, işlevsel biyomolekülleri oluşturmak için gereken spesifik bilginin akıl almaz olasılıksızlığına kadar uzanan bu zorluklar, birbiriyle bağlantılı ve kümülatif bir nitelik taşır.
Bir engelin aşıldığı varsayıldığında bile, bir sonraki, daha da zorlu bir engelle karşılaşılmaktadır. Yapıtaşları bir şekilde sentezlense bile polimerleşememekte; polimerleşseler bile rasemik oldukları için işlevsiz kalmakta; homokiral olsalar bile doğru bilgi dizilimine sahip olmadıkları için anlamsız zincirler olmaktan öteye gidememektedirler. Bilimsel veriler, kendi haline bırakılmış maddesel süreçlerin basit ve kaotik ürünler verme eğiliminde olduğunu gösterirken, hayatın en basit formunun dahi muazzam bir bilgi, nizam ve sanatlı bir organizasyon gerektirdiğini göstermektedir.
Bu rapor, söz konusu bilimsel delilleri ve bunların işaret ettiği derin kavramsal sorunları ortaya koymuştur. Gözlemlenen bu evrenin, her köşesinde hassas ayarların, belirli gayelere hizmet eden sanatlı yapıların ve cansız hammaddeden inşa edilmiş akıl almaz derecede karmaşık sistemlerin sergilendiği bir gerçeklik olduğu görülmektedir. Bu delillerin ışığında, bu nizamın ve sanatın nihai kaynağı hakkında bir karara varmak, her bir aklın ve vicdanın kendi tefekkürüne ve tercihine bırakılmıştır.
Kaynakça
Anderson, E. H. (2024). The Origin of Life and the Information Problem. Discovery Institute Press. 35
Apologetics Press. (n.d.). Refuting the Miller-Urey experiment. Apologetics Press. 13
Bada, J. L. (2013). New insights into prebiotic chemistry from Stanley Miller’s spark discharge experiments. Chemical Society Reviews, 42(5), 2186-2196. 5
Benner, S. A., Kim, H. J., & Biondi, E. (2019). Prebiotic chemistry that could not not have happened. Life, 9(4), 84. 49
Britannica. (n.d.). Miller-Urey experiment. Britannica. 6
Carroll, B. P., et al. (2016). The detection of interstellar propylene oxide (CH3CHOCH2). Science, 352(6292), 1449-1452. 50
Cleaves, H. J. (2012). Prebiotic chemistry: What we know, what we don’t. Evolution: Education and Outreach, 5(3), 342-360. 7
Cyberpenance. (2018, August 20). The odds of a cell forming randomly by chance alone. WordPress. 37
De Wolf, T., & Holvoet, T. (2005). Emergence versus self-organisation: a statement of domains. In Engineering Self-Organising Systems (pp. 1-15). Springer. 44
Discovery Institute. (n.d.). The Origin of Life and the Information Problem. Discovery Institute. 35
Doğa Filozofu. (n.d.). Miller-Urey Deneyi: Yaşamın Laboratuvar Kökeni. 22
Evrim Ağacı. (n.d.). Miller-Urey Deneyi’ne yönelik eleştiriler ve açıklamalar: Deney hatalı mı? Evrim Ağacı. 11
Frank, C. (1953). On spontaneous asymmetric synthesis. Biochimica et Biophysica Acta, 11, 459-463. 23
Genesis File. (n.d.). Stephen Meyer. Genesis File. 40
Guseva, E., et al. (2024). Homochirality without a homochiral monomer pool? Life, 14(3), 341. 51
Hazen, R. M. (2001). Life’s rocky start. Scientific American, 284(4), 76-85. 29
Hud, N. V., & Anet, F. A. L. (2000). The origin of biomolecular chirality. Journal of Molecular Evolution, 51(2), 97-107. 32
Iowa State Daily. (2014, September 3). Letter: Science shows flaws in Miller-Urey experiment. 12
Jia, T. Z., & Chandru, K. (2022). Chirality in organic and mineral systems: A review of reactivity and alteration processes relevant to prebiotic chemistry and life detection missions. Symmetry, 14(3), 460. 4
Joyce, G. F. (2002). The antiquity of RNA-based evolution. Nature, 418(6894), 214-221. 27
Kauffman, S. A. (1993). The Origins of Order: Self-Organization and Selection in Evolution. Oxford University Press. 42
Koonin, E. V. (2011). The Logic of Chance: The Nature and Origin of Biological Evolution. FT Press. 48
Lahav, N., & Nir, S. (1977). Clays as possible catalysts for peptide formation in the prebiotic era. Journal of Molecular Evolution, 10(1), 39-49. 20
Lee, D. H., et al. (1996). A self-replicating peptide. Nature, 382(6591), 525-528. 24
Luisi, P. L. (2006). The Emergence of Life: From Chemical Origins to Synthetic Biology. Cambridge University Press. 43
Meyer, S. C. (2009). Signature in the Cell: DNA and the Evidence for Intelligent Design. HarperOne. 34
Miller, S. L. (1953). A production of amino acids under possible primitive Earth conditions. Science, 117(3046), 528-529. 8
NASA. (2022). Chirality in Organic and Mineral Systems: A Review of Reactivity and Alteration Processes Relevant to Prebiotic Chemistry and Life Detection Missions. NASA Technical Reports Server. 33
Origin The Film. (n.d.). Mathematics. 14
Parker, E. T., et al. (2014). Conducting the Miller-Urey experiment. Journal of Visualized Experiments, (83), e51039. 8
Portland Press. (2021). On the emergence of homochirality and life itself. The Biochemist, 43(1), 4-9. 28
Pross, A. (2013). The origin of life: what we know, what we can know and what we will never know. Journal of the Royal Society Interface, 10(86), 20130396. 2
Quora. (n.d.). Origin of Life: What are the criticisms of Miller-Urey experiment? 10
Reddit. (n.d.). Is Meyer’s argument from probability credible in Signature in the Cell? r/evolution. 38
Reddit. (n.d.). What do you think of the probability of a functional protein forming by chance? r/DebateEvolution. 39
Ruiz-Mirazo, K., Peretó, J., & Moreno, A. (2014). The origin of life: A problem of history, chemistry, and evolution. Chemistry & Biodiversity, 11(12), 1995-2004. 46
Scharf, C., et al. (2015). A strategy for origins of life research. Astrobiology, 15(12), 1031-1042. 1
Science & Gelecek. (2019, September 11). Miller deneyi ne anlatıyor? 52
Smith, E., & Morowitz, H. J. (2016). The Origin and Nature of Life on Earth: The Emergence of the Fourth Geosphere. Cambridge University Press. 41
Spitzer, J., & Pielak, G. J. (2024). The evolution of biopolymer backbones. Accounts of Chemical Research, 57(11), 1629-1638. 15
Szostak, J. W. (2012). The origin of life. Nature Education, 3(9), 37. 48
Tam, C. P., & Powner, M. W. (2022). Prebiotic synthesis of canonical pyrimidine and purine ribonucleotides. Nature, 611(7934), 94-99. 31
Tour, J. M. (2017). Animadversions of a synthetic chemist. Inference: International Review of Science, 2(2). 36
Tour, J. M. (n.d.). Evolution/Creation. jmtour.com. 36
University of Chicago News. (2022). The origin of life on Earth, explained. 3
Walker, S. I., & Davies, P. C. (2013). The algorithmic origins of life. Journal of the Royal Society Interface, 10(79), 20120869. 1
Walker, G. R. M., et al. (2022). Spin-polarized electrons as a source of chiral selection for prebiotic chemistry. Proceedings of the National Academy of Sciences, 119(25), e2204765119. 25
Wikipedia. (n.d.). Homochirality. 23
Wikipedia. (n.d.). Miller-Urey deneyi. 9
Wolynes, P. G. (2005). The role of protein homochirality in shaping the energy landscape of folding. Proceedings of the National Academy of Sciences, 102(7), 2203-2208. 26
Ying, J., et al. (2022). Prebiotic chiral selection of amino acids in the formation of cyclic dipeptides. Frontiers in Astronomy and Space Sciences, 9, 794932. 24
Zubay, G. (2000). Origins of Life on the Earth and in the Cosmos. Academic Press. 21
Alıntılanan çalışmalar
- The Origin of Life: What Is the Question? - PMC - PubMed Central, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC9298494/
- The origin of life: what we know, what we can know and what we will never know - PMC, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3718341/
- The origin of life on Earth, explained | University of Chicago News, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://news.uchicago.edu/explainer/origin-life-earth-explained
- Chirality in organic and mineral systems: A review of reactivity 2 and alteration processes relevant to prebiotic chemistry and, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://ntrs.nasa.gov/api/citations/20220000060/downloads/Lee_symmetry_2022_text_revisions_submitted.pdf
- Miller-Urey Deneyi Nedir, Ne Değildir? - Evrim Ağacı, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://evrimagaci.org/millerurey-deneyi-nedir-ne-degildir-85
- Miller-Urey experiment | Description, Purpose, Results, & Facts | Britannica, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.britannica.com/science/Miller-Urey-experiment
- Miller–Urey experiment - Wikipedia, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://en.wikipedia.org/wiki/Miller%E2%80%93Urey_experiment
- Conducting Miller-Urey Experiments - PMC, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC4089479/
- Miller-Urey deneyi - Vikipedi, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://tr.wikipedia.org/wiki/Miller-Urey_deneyi
- Origin of Life: What are the criticisms of Miller-Urey experiment? - Quora, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.quora.com/Origin-of-Life-What-are-the-criticisms-of-Miller-Urey-experiment
- Miller-Urey Deneyi’ne Yönelik Eleştiriler ve Açıklamalar: Deney Hatalı mı? - Evrim Ağacı, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://evrimagaci.org/millerurey-deneyine-yonelik-elestiriler-ve-aciklamalar-deney-hatali-mi-140
- LETTER: Science shows flaws in Miller-Urey experiment, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://iowastatedaily.com/186337/opinion/letter-science-shows-flaws-in-miller-urey-experiment/
- Refuting the Miller-Urey Experiment - Apologetics Press, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://apologeticspress.org/refuting-the-miller-urey-experiment/
- The Mathematics of Origin, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://originthefilm.com/mathematics/
- Biological Polymers: Evolution, Function, and Significance | Accounts of Chemical Research, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pubs.acs.org/doi/10.1021/acs.accounts.4c00546
- Dry/Wet Cycling and the Thermodynamics and Kinetics of Prebiotic Polymer Synthesis, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.mdpi.com/2075-1729/6/3/28
- An automated apparatus for the simulation of prebiotic wet‒dry cycles under strictly anaerobic conditions | International Journal of Astrobiology | Cambridge Core, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.cambridge.org/core/journals/international-journal-of-astrobiology/article/an-automated-apparatus-for-the-simulation-of-prebiotic-wetdry-cycles-under-strictly-anaerobic-conditions/0E7D45F2F82AF004A50E57020DBEA030
- The Effect of Limited Diffusion and Wet–Dry Cycling on Reversible Polymerization Reactions: Implications for Prebiotic Synthesis of Nucleic Acids - MDPI, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.mdpi.com/2075-1729/6/2/24
- High-Yield Prebiotic Polymerization of 2′,3′-Cyclic Nucleotides under Wet–Dry Cycling, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pubs.acs.org/doi/10.1021/acscentsci.5c00488
- Clays as possible catalysts for peptide formation in the prebiotic era - NASA Technical Reports Server (NTRS), erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://ntrs.nasa.gov/citations/19770044920
- Mineral Catalysis and Prebiotic Synthesis: Montmorillonite-Catalyzed Formation of RNA - ResearchGate, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.researchgate.net/publication/242782371_Mineral_Catalysis_and_Prebiotic_Synthesis_Montmorillonite-Catalyzed_Formation_of_RNA
- Miller-Urey Deneyi: Yaşamın Laboratuvar Kökeni - Doğa Filozofu, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://dogafilozofu.com/miller-urey-deneyi-yasamin-laboratuvar-kokeni/
- Homochirality - Wikipedia, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://en.wikipedia.org/wiki/Homochirality
- Selection of Amino Acid Chirality Induced by Cyclic Dipeptide Synthesis in Plausible Prebiotic Conditions - Frontiers, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.frontiersin.org/journals/astronomy-and-space-sciences/articles/10.3389/fspas.2022.794932/full
- On the origins of life’s homochirality: Inducing enantiomeric excess with spin-polarized electrons | PNAS, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.pnas.org/doi/10.1073/pnas.2204765119
- pmc.ncbi.nlm.nih.gov, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2203351/#:~:text=From%20the%20simulations%20presented%20thus,size%20of%20accessible%20fold%20space.
- The role of protein homochirality in shaping the energy landscape of folding - PMC, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC2203351/
- On the emergence of homochirality and life itself | The Biochemist - Portland Press, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://portlandpress.com/biochemist/article/43/1/4/227630/On-the-emergence-of-homochirality-and-life-itself
- Chirality in Organic and Mineral Systems: A Review of Reactivity and Alteration Processes Relevant to Prebiotic Chemistry and Life Detection Missions - MDPI, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.mdpi.com/2073-8994/14/3/460
- The central dogma of biological homochirality: How does chiral information propagate in a prebiotic network? - PMC, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7615580/
- Origin of biological homochirality by crystallization of an RNA precursor on a magnetic surface - PubMed Central, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC10246896/
- Chemical Mechanisms of Prebiotic Chirality Amplification - PMC - PubMed Central, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7424549/
- Chirality in Organic and Mineral Systems: A Review of Reactivity and Alteration Processes Relevant to Prebiotic Chemistry and Life Detection Missions - NASA Technical Reports Server (NTRS), erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://ntrs.nasa.gov/citations/20220000060
- Signature in the Cell | Stephen C. Meyer, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://stephencmeyer.org/2012/05/21/signature-in-the-cell-dna-enigma/
- The Origin of Life and the Information Problem | Discovery Institute, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.discovery.org/b/the-origin-of-life-and-the-information-problem/
- Evolution/Creation – Dr. James Tour, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://jmtour.com/evolution-creation/
- The Odds of a Cell Forming Randomly by Chance Alone - Cyber Penance, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://cyberpenance.wordpress.com/2018/08/20/the-odds-of-a-cell-forming-randomly-by-chance-alone/
- Is Meyer’s argument from probability credible in Darwin’s Doubt? : r/evolution - Reddit, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.reddit.com/r/evolution/comments/1p9p1v/is_meyers_argument_from_probability_credible_in/
- What do you think of the probability of a functional protein forming by chance? - Reddit, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.reddit.com/r/DebateEvolution/comments/qytrjf/what_do_you_think_of_the_probability_of_a/
- Stephen C. Meyer, Ph.D. - Genesis File, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://genesisfile.com/stephen-meyer/
- Origin of Life - Self-assembly, Self-organization, and Emergent Phnomena# - Universe Review, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://universe-review.ca/R10-38-life.htm
- Chaos and Self-Organization: Emergent Patterns at Critical Life Transitions - Patricia Skar, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.patriciaskar.com/chaos-and-self-organization
- Emergence, self–organization and morphogenesis in biological structures - PMC, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC3056426/
- Emergence Versus Self-Organisation: Different Concepts but Promising When Combined, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pdodds.w3.uvm.edu/teaching/courses/2009-08UVM-300/docs/others/2005/dewolf2005a.pdf
- Self-organizing criticality, the process by which our brains develop structure and cognition in general, as a fundamental property of universal evolution. : r/consciousness - Reddit, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.reddit.com/r/consciousness/comments/1ioamh8/selforganizing_criticality_the_process_by_which/
- (PDF) The Origin of Life: A Problem of History, Chemistry, and Evolution - ResearchGate, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.researchgate.net/publication/269412160_The_Origin_of_Life_A_Problem_of_History_Chemistry_and_Evolution
- James Tour Dismantles Dave Farina’s Experts | Evolution News and Science Today, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://evolutionnews.org/2023/02/james-tour-dismantles-dave-farinas-expert-witnesses-on-the-state-of-origin-of-life-research/
- Origin of Life: The Point of No Return - MDPI, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.mdpi.com/2075-1729/10/11/269
- Prebiotic Chemistry that Could Not Not Have Happened - MDPI, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.mdpi.com/2075-1729/9/4/84
- Prebiotic Molecule Detected in Interstellar Cloud - www.caltech.edu, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.caltech.edu/about/news/prebiotic-molecule-detected-interstellar-cloud-50952
- The Mystery of Homochirality on Earth - MDPI, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://www.mdpi.com/2075-1729/14/3/341
- Miller deneyi ne anlatıyor? - Bilim ve Gelecek, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://bilimvegelecek.com.tr/index.php/2019/09/11/miller-deneyi-ne-anlatiyor/
- Biological Polymers: Evolution, Function, and Significance - PMC - PubMed Central, erişim tarihi Eylül 22, 2025, https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC11883738/